Ülkemizde her yıl binlerce öğrenci, geleceğini şekillendirmek için Yükseköğretim Kurumları Sınavı’na (YKS) başvurarak üniversite hayallerine bir adım daha yaklaşmaya çalışıyor. Ancak, bu yıl YKS başvurularında dikkat çekici bir düşüş gözlemlendi. Peki, bu düşüşün ardında yatan sebepler neler? Öğrenciler ve aileler arasında tartışma konusu olan bu durum, eğitim sistemimizin geleceği için önemli bir işaret niteliği taşıyor.
YKS başvurularındaki bu ani düşüşün ilk sebebi, eğitim sisteminde yaşanan köklü değişikliklerdir. Son yıllarda uygulamaya konulan müfredata ilişkin düzenlemeler, öğrenciler üzerinde baskı yaratmakta ve psikolojik anlamda olumsuz etkiler yaratmaktadır. Daha fazla ders, daha zor sınavlar ve artan rekabet, birçok öğrenciyi üniversiteye giriş kararı almaktan alıkoyabiliyor. Öğrenciler, bu ölçekteki bir sınavın hazırlığı sürecinde karşılaştıkları zorluklar ve belirsizlikler yüzünden motivasyon kaybı yaşayabiliyor.
Ayrıca, YKS’nin yoğun ve karmaşık yapısı, öğrencilerin sınavı geçme konusunda kendilerine güven duymamalarına yol açıyor. Türkiye genelinde, birçok öğrenci, temelde iyi bir eğitim veriliyor olmasına rağmen, sınav endişesi nedeniyle başvurmaktan kaçınıyor. Sınavın zorluğu ve gelen yüksek baraj noktaları, çoğu öğrencinin sınavı kazanmaktan umutsuz hissetmesine sebep oluyor. Bu durum, başvurulardaki azalmanın başlıca nedenleri arasında sayılabilir.
Bir diğer önemli faktör ise ekonomik koşullardır. Eğitim masraflarının artması, birçok öğrenci ve aile için mali yük oluşturmakta. Üniversite eğitimine dair harç ücretleri, yaşam giderleri ve kaynak temin etme zorlukları, öğrencilerin karar süreçlerine doğrudan etki ediyor. Gençler, tıpkı aileleri gibi, gelecekteki ekonomik istikrarları hakkında endişeler taşımakta. Bu koşullarda, üniversitede okunacak bölümlerin kariyer ve ekonomik kazanç anlamında ne ölçüde faydalı olacağına dair belirsizlikler, başvuru yapma konusunda isteksizlik yaratıyor.
Öğrencilerin bir yandan gelecek kaygısı taşırken, diğer yandan eğitim sisteminin sağladığı olanakların yetersizliği, tercihlerini etkilemekte. Ülkemizde bazı bölümler, mezunlarının iş bulma konusunda yaşadığı zorluklar nedeniyle talep görmemekte. Özellikle sanat, sosyal bilimler gibi alanlar, iş bulma garantisi sağlayamadıkları için birçok öğrenci tarafından tercih edilmemekte. Bunun yanı sıra, öğrenciler, prestijli ve güvenilir üniversitelerin kısıtlı sayıda olması nedeniyle umutlarının kırıldığını düşünmekte, bu da başvuruların azalmasına yol açmaktadır.
Tüm bu etkenler birleştiğinde, YKS başvuru sayılarındaki düşüş net bir şekilde gün yüzüne çıkıyor. Eğitim camiası, YKS’nin getirdiği sonuçların gelecekteki eğitim sistemimiz için bir uyarı niteliğinde olduğunu düşünüyor. Öğrencilerin taleplerinin ne yönde şekilleneceği ve nasıl bir eğitim sistemi oluşturulması gerektiği üzerine tartışmaların artması, eğitim reformlarının da kaçınılmaz hale geldiğini gösteriyor. Herkes için en iyi eğitimi sağlamak, ancak öğrenci ihtiyaçlarına göre yapılan yeniliklerle mümkündür.
Özet olarak, YKS başvurularındaki düşüş, eğitim sistemimizin sorunlarına bir ayna tutmaktadır. Öğrencilerin psikolojik durumu, ekonomik koşullar ve eğitimdeki değişiklikler, bu durumu doğrudan etkileyen unsurlardır. Eğitim politikalarının yeniden gözden geçirilmesi, öğrencilerin ihtiyaç duyduğu desteği almak için yaratıcı çözümler geliştirilmesi, bu avantajı sağlayacaktır. Geleceğimiz olan gençlerin, daha aydınlık bir gelecek için eğitim imkanlarına erişimlerini sağlamak, hepimizin en büyük görevi olmalıdır.